Perşembe, Nisan 28, 2011

Ki...

Geşmiş de koku gibidir. Siniyor insanın içine. Katlanmak gerekiyor, sadece... sabırla... Hepimizin geçmişinde gözümüzün içine bakan bir suçu vardır. Kurt gibi... Bakışlarında sadece korkunu görersin. Her karşılaştığında seni yutacakmış gibi beklersin...

Ölmemesini istediğim şeylerin elimde kırılması ve beni kanatması ne acı. İçim mezarlık gibi. Kimine türbe diktim, kimine bir avuç toprağı çok gördüm. Ama hep kendime gömdüm. Kendime diktim bütün mezartaşlarını...

Gün, Hint şehzadesi gibi kapatıyor tenini gözlerime. İçimde, toprağa basan yağmur taneciklerinin ayak sesleri işidiliyor. Önce, yürümeği yeni öğrenen çocuklar gibi ağır ağır, düşe kalka iniyorlar siyah geçmişime...Sonra sel gibi akıyorlar kalbimden dışarı. Kalp de mide gibi aslında. Acı ve sevgiyle besleniyor. Eritemediklerini de yağmur gibi kusuyor gözlerden. Sevgi de insanı zehirleyebiliyor, öldürebiliyor...

Sonra...

Sonra bir tabut gibi dikiliyor içinde... Isırtıyor kendini sana... Daha dün aşıktın, bugün leş yiyici... Hayal kör ediyor gözlerini... İnsan biriktirdiyi en mahrem duyğuları bile emiyor... İçiyor damla damla geçmişi.

Geçmiş de koku gibidir. Siniyor insanın içine...