Cuma, Ocak 11, 2013

Benim çölüm...


Saklan ey omzuna haps olduğum yaratık. Saklan.
Kaç ve kurtul, ey yaşam harcatan alçak sevgili! Defol kapımdan, yok ol evimden.
Git, git! Duyulmasın sesin, okşanmasın zülfün, kaybolsun iğrenç kokun.

İdeal!
Ey kutsal piç!
Yetmedi mi? Sana sunulan bunca kurbanlar, uğruna akan bunca kanlar. Her derede bir leş, her kafeste bir maymun, her kütüphanede bir deli. Cildinde binlerce bilgenin tırnak izi, alın yazısı mühürlenmiş.

Ey büyük kitap! Yırtıl, açıl ve boşal!

***
Bu son rüyam, Sevgili!
Bu son Soluğum.
Bu son Mektubum.
Bu son Vedam.
Gitmek şerefine eriştim. İhtiyacım kalmadı sana. Bir avuç aldım senden, bir çuval teslim ediyorum ellerine.

***
Kafam kanıyor. Gözlerimin içi kan çukuru. Kendi kanımla dolup boşalıyorum kuyu gibi. Yüzümde acı buğarlanıyor, kalbimde ümitler, istekler, yazılmamış kitapların milyonlarca satırları. 
Kan olup akıyor saat, hayat, hakikat...

***
Sen de gittin. İzi kaldı ellerinin.
Sen de gittin. Sesi kaldı sözlerinin.
Sen de gittin. Acısı sindi yüreğime aşkın, lanetin, azabın, günahın.

***
Bu benim hikayem, sevgilim.
Daha yeni başladım. Ulğumuna kalemin mürekkeplerini zehir gibi akıtacağım, sana azap veren sözlerimle.

“Acem-eşiran” çalıyor... Miskinler çevremde düş gibi raks ediyor. Ben lanet gibi kovuyorum içimden seni. Bir karanlık çağ gibi kapanıyorum gözlerim. Prometeyden kalma çivilerimi çöküyorum Kaf`dakı kutsal kayamdan.

Bu benim hikayem, sevgilim.
Kollarımda zincir metre metre. Kafamda idealizmin tel örgüleri. İnananların son temsilçisi dilinde üç sözcükle can veriyor: kalem, kitab, Sevgili. Son mistik son kes ölüyor.

Bu benim hikayem, sevgili.
Güneş`e koşuyorum, babalarım gibi.

***
Sabah oldu. Üşüyorum. Soğuk kırbaçla dövüyor parmaklarımı.
Kar sesi, kurt sesi, kan sesi.
Benim horom...
Benim şarkım...
Benim sahnem...

Salı, Ocak 08, 2013

Doğum günü...

Büyük babam 1 Ocak`ta, babam 15 Ocak`ta, ben de 1 Ocak`ta doğduk.
Üç kuşaktır dünyaya soğuk geliyoruz.