Cuma, Haziran 12, 2009

Sensizliğin 4. günü...

Benim kaderim, dostlarımın kaybını yaşamak. Tanımakla kaybetmek arasındaki ana tanıklık etmek. Her dost; bir kayıp, bir yağma, bir hırsızlık eylemi, bir cinayet, bir katl; hep Aşura, hem muharrem. Her dost bir mürşit; kayıp imam; beklenen gün, beklenen sonsuzluk; aranan sahip.

Yaktın sen gönlüm evin, vesl-i yar için
Düşmez idim bu zulme, kaşane neylesün.

2 yorum:

ismet kara dedi ki...

"artık anlaşılmıştır günün akşamlılığı
kesin mat yok
iyi oyun vardır sadece
ve satranç aslında dalgınların oyunudur
dalgının ölüm karşısındaki sükuneti
düşmana
ölümün dehşetinden korkuludur"(İlhami çiçek/satranç dersleri)

hep söylenir ya;hiç bir şey yazamıyorum.elim ayağım tutuldu. gerçekten öyle oldu benim de.alıntılarla anlatmaya çalışıyorum...
aslında ben de, sende, herkes gibi bir alıntıyız...ama yaşayanlar geldiği yerin alıntısıdır. gidenler cümleyi tamamlamıştır.
alıntıyız velhasıl-ı kelam dostum, yalnızca alıntı. inşallah rabbin cennettinden bir alıntıyızdır. Allahım kabul et.

Mihman dedi ki...

devâsı sabr imiş ancak bu derd-i cân-sûzun