XX. Yüzyıl çok dar. XXI. Yüzyıl için konuşmaksa mantıksız. Aslında bu ve bir önceki asırlar XIX. Yüzyılın çocukları. Yırtıcı iki velet. Saman altından su yürüten kuşakların modern barınağı. XXI ve XX. Yüzyıllarda insanlığa savrulan tüm okların yayını XIX. Yüzyılda aramak gerek.
Kimine göre esrük, kimine göre akıl çağı, XIX. asır. Bir düşünce bataklığı, bir hareket cenneti. Bütün "izm"lerin atar damarı. Tarih içinde birikmiş aklın, deliliğin, mekanın ve varlığın doğuş efsanesinin yaratıldığı dönem. Çağdaş insanın atalarının yaşadığı tutarsız bir zaman.
Modern dünya kadar, Türkiye'de bu çağın eseri. Tüm düşünceleri, incelikleri, liderleri, kabusları, ahlakı ve hatta diniyle Türkiye'nin sırtına geçirilen gömlek XIX. Yüzyıl damgasını taşıyor. Ne laikler bu yüzyılı aşabildiler, ne dinsizler, ne dindarlar. Hepsi aynı yüzyıldan bulduğu bir ismin çatısı altında barınma telaşı içinde. Yapılan devrimlerin fikir yapısı neredeyse XIX. Yüzyıl kaynaklı. Sosyalizm, sekülarizm, laiklik, islamçılık, milliyetçilik, halkçılık, batıcılık ved. sonraki yüzyılların düşüncesini değil, ahlak ölçülerini de belirlemiş. Tüm beceriksizliklerimizin de çıkış noktası bu çağ. Tüm didişmelerimizin, toplumsal çözülmüşlüğümüzün, söylem canbazlığımızın, iktidarsızlığımızın, tutkularımızın ve hatta cinsiyetmizin şekillendiği, yerleştiği, kanıtlandığı ve meşrulaştığı aralık bu zaman. Hepimiz birer XIX. Yüzyıl çocuklarıyız. Bağnazlık bağlarımız ve yobazlık göbeğimiz bu çağda kesildi. Bu çağda doğurdu "modern doğu"nu ihtiyar şark. Tüm isimler bu çağda üretildi, bulundu, verildi.
XIX. Yüzyıl doğum yüzyılımız. 200 yıllık bebek Nizam-i Cedid'le konuşmağa başladı; Ilımlı İslam'la anjio geçiriyor. Borçlu yaşam alışkanlığımızın başladığı, toprak kayıplarının doğallaştığı, Batı'dan ve Doğu'dan silinmenin içe sindirildiği, küçük düşürülmenin diplomatik bir ahlak olduğu vaaz edildiği karanlık bir yolçuluk dönemi. Basın denen yarı doğru, yarı gerçek hayaletin kurgulandığı ve hep "tarafsızlığı"nın gündemde tutulup, bir türlü tarafsızlaştırılamadığı söylemler zincirinin halkalaştılrıldığı asır. Suikastların, aydınların, mollaların, kaypakların, halkın ve iktidarın beynimize kazıldığı büyülü yıllar.
XIX. Yüzyıl direnişin, insan olgusunun varlıksal bir zemine kaydırıldığı ve kaygılandırıldığı dönemeç. XIX. Yüzyıl hayvansal sevgilerimizin doğduğu ve "hayvanlaştıkça" daha fazla hayvani sevgilere katlandığımız milat. Kılık ve kiyafetmizin değiştiği, cildimizin parlamağa başladığı, "sadık tebaa"larımızın sapıklaştığı, millet adı görmemiş kavimlerin ulusal çığlıklar atmağa başladığı, özgürlükler duvarının özsüzlece yıkıldığı, şehirlerin "medeniyetsiz" kalabalıklarla doldurulduğu ve adına hep "yeni düzen" denildiği çağ.
XIX. Yüzyıl, her şeyi ile tam bir çağ ve insanlığın sırtında mücadele ettiği bir bıçak.
1 yorum:
siyonizmi bütün bunların altında aramak paranoya mı olur bilmem ama, haksız bir arayış da sayılmaz.
Yorum Gönder