Pazartesi, Ağustos 21, 2006

Doğu'da Son Türk Göçü: Kunlar

Öteden beri Mançurya sahasına sıkışıp kalmış Kıtan kabileleri X. Yüzyılın başlarında kıpırdanmaya başladılar. Bu dönemde Yeh-lü Ampa-kan liderliğinde toparlanan Kıtan kabileleri Cürcenler’e karşı başarılı saldırılarının ardından kendilerine siyasi biçim vermeye başladılar. XI. Yüzyılın başlarında ise Kıtanlar batı ve güney – batı topraklarına saldırılara başladılar. Güney-batı istikamerindeki saldırıları Karahanlılar tarafından durdurulunca, onlar batı yönünde sızmaya başladılar. Onların ilk tehditleri sonucunda Kun ve Kayı boyları yurtlarını terk ettiler. Bu boyların Moğol yoksa Türk kökenli oldukları tartışmalıdır. Bunlar, bir zamanlar Oğuz federasyonunun içinde yer almışlardı. Nitekim, daha sonraki dönemlerde de bunları Oğuz boyları arasında göreceğiz. Mervezî, bunların önceleri Kita ülkesinde oturduklarından söz etmektedir[1]. Bu bölge Kuzey Çin’de olsa gerek ve muhtemelen de Kıtalar’a yakın bir sahaydı. Kita adı Kitay adıyla da benzerlik içermektedir. Belki de, Kunlar başlangıçta Kıtanlar’ın sınırında bir yerlerde oturmaktaydılar. Avfî, onların Kuzeyde Kimaklar’la, batıda ise Yağma ve Karluklar’la sınır teşkil ettiklerinden söz etmektedir. Buna göre, Kunlar Kırgız, Kimak ve Karahanlı sınırında bir yerlerde oturuyorlardı[2]. Kunlar’ın askeri gücü Kıtanlar’ınkinden bir hayli azdı. Daha ilk karşılaşmalarında Kunlar yerlerinden oynatıldılar. Kalabalık bir biçimde önce Kimek Ülkesine akın ettiler[3]. Kimek Devleti parçalandı. Bu parçalanma Kimekler’in boylar halinde etrafa dağılmasına neden oldu. Yimekler Karahanlıların kuzey-doğu sınırını zorlarken, Kıpçaklar batıya doğru harekete geçtiler. 1030 yılında Kun göçlerinin bir ucu Avrupa’ya sızmıştı bile. Agacanov’a göre, “Kidan zaferleri, Batı Sibirya ve Kuzey Çin’de oturan Kun ve Kayılar’ın XI. Yüzyılın 30’lu yıllarında batıya göç etmelerine yol açmıştır. Bu göç dalgası, Doğu Asya’nın bir dizi bozkır kabillerini de içine almıştır”[4].
Kunlar’ın Macaristan’a kadar uzandıkları bilinmektedir. Yine kaynaklar Kunların iki kola ayrıldıklarından ve Kara Kun ile Ak Kun adını aldıklarından söz etmekteler[5]. Bu saldırılar sırasında Sarılar adını alan bir boyun aşağıya indiği, Cedi Su ile Sır-Derya’nın orta kısımlarına ve Karatav dağı eteklerine saldırdıkları söylenmektedir. Ancak bu Sarıların kimler oldukları pek belli değildir. Bazı araştırmacılar, bunları Kıpçaklar’a bağlı bir boy olarak göstermekteler[6]. G. Haloun, Kıpçaklar hakkında bilgi verirken bunları Kun olarak kabul eder ve bu adın Moğol-Tibet karışımı T’u-yü-hun kavim adının kısaltması olduğunu vurguluyarak Sarıları da buraya bağlar. Bir diğer görüşe göre, İslam müelliflerinden Birunî ve Mervezî’nin açıklamaları dikkate alınacak olursa, Orta Asya’da Kun adını taşıyan bir Türk kavimi, X. Yüzyılın başlarında Kuzey Çin’de teşekkül eden Moğol Kitan kaviminin 939 yılından itibaren Liao adıyla bütün bölgeyi ele geçirmesi karşısında yerlerini terk edip “Sarılar Ülkesi” (Şariya)’ne doğru çekilmişlerdir[7]. Bu Sarılarla adları bakımında aynı olan Kunlar’ın ilgisi araştırılma konusu yapılmıştır. Mervezî, Sarılar’ı Sarı Uygur olarak kabul eder gözükmektedir[8]. Yine Minorsky’de yer alan kayıtlara göre bunların Sarı Türgişler’le bağlantısı söz konusu edilmiştir[9]. Macar Czeglédy, Kıpçak-Kuman-Kun meselesini aynı çatı altında toplayarak konuya şöyle bir yaklaşım getirmiştir: Henüz Kumanlar yerlerinden oynatılmadan önce Orta Asya’nın İtil-Seyhun-İrtiş üçgeninde Oğuzlar meskûnlardı; Tobol ve İşim çevresi ise Kıpçakların vatanıydı. Doğuya doğru Nan-şan bölgesinde, Mervezî’nin Şarya dediği bölgede Sarı-Uygurlar yer almaktaydılar. Hoang-ho dirseği dolaylarında Nesturi Öngütleri oturuyordu. Kunlar’da bu civarda bir yerlerde bulunuyorlardı[10]. Bütün bu söylenenlerden bir neticeye varmak imkansızdır. Ancak Birunî ve Mervezî, Kunlar’ı Türk olarak zikrederler[11]. Kanaatimizce, Kidan ve Moğollar öncesi bölgede az sayıda kalmış Türk boylarından biri olan Kunlar (diğerleri Şatolar ve muhtemelen Kayılar) temelde üç kısma ayrılıyorlardı: Ak Kunlar, Kara Kunlar ve Sarı Kunlar. Madyar vakayinameleri ilk ikisi hakkında söz eder. Anlaşılan bu iki Kun boyunun hareket istikameti batı olurken, Sarılar Oğuz topraklarını hedef edinmişlerdir. Sarılar Karatav eteklerinde Türkmen illlerine saldırdılar. Bunun üzerine Türkmenler Sır-Deryan’ın aşağı kısımlarına, Harezm ve Horasan’a ve bazıları da Karahanlı Maveraünnehr’ine sığındılar. Sarıların önemli bir gücü ise direk olarak Oğuzlar’a saldırdılar[12]. Urfalı Mateos ‘Sarı Saçlı’, adlarının Yılan, yani Ots olduğu bir halkdan bahseder. Bu halk Peçenekler’e ve Oğuzlar’a saldırmış onları yurtlarından kovmuştu. Bu adı geçen halkın Kunlardan başkası değildir[13].
Böylece, XI. Yüzyılın ortasında vuku bulan Kun göçleri Karahanlıların kuzeyindeki etnik yapılanmayı büsbütün bozmuştu. Önce Kimek Devleti, ardından da Oğuz Yabgu Devleti ortadan kalkmıştı. Oğuzlar kitleler halinde Horasan’a inerken, bazıları barıya gitmişti, muhtemelen bir kısım Türkmen boyları da Karahanlı topraklarına sığındılar. Bu olay Kıpçaklara yaradı. Nitekim Kun göçlerinin hemen ardından Kıpçakların hareket alanının genişlediği görülmektedir. Kun göçleri bölgede öteden beri sıkışıp kalmış bazı Kanglı boylarını da yerlerinden oynatmıştı. Bunların bazıları Harezm’e gelmiş ve daha sonra Harezmşah devletinin askeri kanadından üst düzeyde konumlanmışlardı.

[1] Mervezî, Minorsky nşr, s. 102;
[2] S. G. Agacanov, Oğuzlar, s. 231; Birunî, Kay, Kun ve Kırgız gibi Türk kavimlerinin altıncı iklimde oturduklarından söz etmektedir. Bkz. el-Tefhîm li evâ’ili sinâ’at el-Tencim, London 1934, s. 145;
[3] Bu boyların göç nedeni hakkında bkz. S. G. Agacanov, Oğuzlar, s. 231-232;
[4] S. G. Agacanov, Oğuzlar, s. 233;
[5] B. Kassanyi, “XI-XII. Asırlarda Uzlar ve Kumanlar Tarihine Dair”, Belleten, VIII/29, s. 131-133;
[6] S. G. Agacanov, Oğuzlar, s. 233;
[7] İ. Kafesoğlu, TMK, s. 176;
[8] Hududu’l-Alem, Minorsky nşr, s. 317;
[9] Hududu’l-Alem, s. 284;
[10] A. Gökbel, Kıpçaklar, s. 34;
[11] Bunların Türklüğü hakkında bkz. A. Z. V. Togan, Umumî, s. 162-163;
[12] S. G. Agacanov’un Suriyeli Mikhail’e istinaden aktardığı bir olay Kıpçaklar’a değil Kunlar’a işaret olsa gerek. Nitekim, yazar göçebelerin yollarını kurayla belirlediklerinden söz etmektedir. Buna göre, kavimler üç oku havaya fırlatmış buna göre yollarını çizmişlerdir. Bu üç ok Kunların üç boyuna Sarı, Ak ve Kara’ya işaret olmalıdır. Bunlardan Sarılar’ın hesabına güney toprakları çıkmıştır ve onlarda bunun üzerine Oğuz topraklarına saldrımışlardır. Kunların Kimek, Oğuz ve diğer küçük boyları dağıtmalarından sonradır ki Kıpçakların Harezm’e kadar yolları açılmıştır. Oğuzlar, s. 233, n. 241;
[13] S. G. Agacanov, Oğuzlar, s. 234, n. 243;

Hiç yorum yok: