Cuma, Temmuz 21, 2006

Fırtınalar: MSN Notları


biraz duygusuzum ama şekil olarak

kendi evrenimde bende aşık olabilirim

yapı olarak tutunamayan bir tipim. girdiğim her yerden kovulmuşumdur

birçok kişiye aşık oldum, ama hep kapı dışı edildim

sevmediler beni

hem de hiç

bilmem, sıkıcı buldular

gerçekten de sıkıcıyımdır

bir kız arkadaşıma bir defasında Sipinoza’nın Ahlak bilimini anlatmıştım saatlerce, gidiş o gidiş, sonra bir daha görüşmedik

maalesef öyle

kafayı yemek üzereydim bir ara

akşama doğru kitapçıları gezerdim, sırf o gece beni teselli etsin diye bir kitap bulmak için, sabaha kadar okuyup bitirirdim

o sıralar üç şey yoktu: aşk, iş, para; şimdide değişen pek birşey yok ta, neyse...

karanlık bir gölge gibiydim

ellerim ve ayaklarımdan ibarettim sadece

tılsıma basıyormuşum gibi yürüyordum ve sadece geceleri yaşardım

o durumdan nasıl kurtuldum hala benim içinde bir sır

Güneşi ve insanları görmeye tahammülüm yoktu

Kimsesiz; kafan ve sen, iki arkadaş

böyle bir dünyanın içine hangi sevgiliyi sokabilirdim ki. onlara hep hak vermişimdir

ama bitti, geride sadece zübbe bir kimlik kaldı. işte bu kadarım.

yüzlerce mektup yazdım. geçenlerde bakıyordum da 700'den fazla olmuş

yaşamımı noter gibi kayıt altına aldım: donarken, sobanın dibine sığınırken, bir parça sıcak ararken, ağlarken, gülerken, okurken, hepsi mektuplara yansımış. kedim ve kedime ebelik yaparken, hepsi not edilmiş.

kime yazdığım meçhul, üzerinde isimleri var ama bazılarını hatırlamıyorum bile

bir ara dostlarım umudu kesmişti zaten

bunalmıştım bu gerçek. normal olmadığımı biliyordum

çok sevgilim oldu. yo fazla olmadı. belki de ben abartıyorum. onlara sorsan bir soytarı zamanında musallat olmuştu başımıza derler.

hırsız gibi çalacak sevgi arıyordum, ama girdiğim bütün kalplerin güçlü alarm sistemi vardı. beni anında yakalayıp cezaevine atıyorlardı

bazıları sadece birer cümleden ibaret, bazıları sayfaları alıyor

ama, şunu rahatlıkla söyleyebilirim kimseyi incitmedim. buna seviniyorum

ve asla kimsenin özeline müdahale etmedim.

her anlamda

bir güneş gibi sadece uzaktan yaktım, en fazla kendimi

ama biliyor musun bir tek sadık sevgilim oldu hayatımda: kitaplar

onlar beni asla bırakmadılar

kurtuluşu onlarda aradım.

tıpkı rahiplerin kurtuluşu İncil'de araması gibi

ailem olmasaydı ve onlara verilmiş sözlerim derviş olurdum

çünkü derviş olacak kadar sabırlıyım

asamı durmadan dünyanın tepesine indirirdim

ama artık olamam

çünkü şimdi hafiften terleyince günde 4-5 defa duş alıyorum. derviş gibi nasıl yaşanılır.

konfor insanı değiştiriyor.

biraz rahat olunca insan daha fazlasını arıyor

cemiyeti refah bozar demiş bir filozof

geçmişi hatırladıkça fırtınadan kurtulmuş sanıyorum kendimi.

9 yorum:

Arifâne dedi ki...

Hocam bu notlar çok güzel olmuş, bunlara devam ederseniz bizi haberdar ediniz inşaallah. Okurken bir 'bilge'nin sözlerimi okuduğumu düşündüm, buna inandım ve bunlar bana çok şey kattı, kelimelerinize sağlık...

Eyvallah...

Adsız dedi ki...

abi bu kadar içten yazma ya... :( Bak herkes "mutluluk" numarası yapıyor, sen de denesene biraz... Ağlatmayın beni!!! Bu yazıyı bAŞKa yOLda yayınlayacağım haberin olsun...

n_marmara dedi ki...

Her üç arkadaşıma

"çelik çomakla sürü kovalanmaz"

Teşekkürler...

Adsız dedi ki...

okurken kendimi gördüm,galiba bende "deveyi merkep pazarında arıyorum"

n_marmara dedi ki...

Sevgili Anonim zat-i muhterem. Bendeniz de onu demek istedim. Çünkü sürüyü çelik çomakla kovaladım yıllarca. Bu yüzden yorumum kendime...

n_marmara dedi ki...

Sevgili Esma...

Fırtınama eşlik ettiğiniz için...

deniz dedi ki...

spinoza size bu kederden kurtulun demezmiy di.

n_marmara dedi ki...

Sevgili dirtybirt...
Spinoza öyle deseydi, ölene kadar bir tavan arasında yaşamazdı değil mi?

Adsız dedi ki...

birçok kişiye aşık oldum, ama hep kapı dışı edildim...

bunu yaşıyorum şimdi.
bunu okudukça daha çok yaşıyorum hem de...
gece gece neden okudum bunları??

selam olsun...