Perşembe, Mart 30, 2006

Tarih ve Yıldızlar


Ortaçağ İslam kaynaklar, XII. Yüzyılın en zeki şairleri arasında gösterilen Efzele’d-din Enveri hakkında ilginç bir hikâye aktarmaktadır. Rivayete göre, Horasan Selçuklu Devletinin hükümdarı Sultan Sancar, Belh Oğuzları üzerine sefer edip, mağlup olup ve esir düşmeden önce, başkent Merv şehrinin semaları üzerinde yıldızlar düzensiz bir biçimde seğiriyordu. Astrolojiyle ilgili çalışmalarından dolayı da ün yapan dönemin en ünlü saray şairi Enveri, yıldızların bu hareketine bakarak “yaklaşmakta olan büyük bir kasırganın Horasan’ın şehir ve köylerini yok edeceği” kehanetinde bulundu. Kehanete ilişkin bu giz, bir anda sarayın duvarları dışına taşındı. Başkent Merv halkını büyük bir panik ve endişe sardı. Sokaklar istem dışı hareket eden insanlarla dolmuş, her kesin gözünde gökten inecek kıyamet şoku belirmişti.

İnsan korkunun hedefi haline gelince, ilk iş olarak onu soğuşturmayı, çok daha ciddi ise gizlenmeyi tercih eder. Beyaz Peçelilerin bu eski yurdunun insanları da apar topar şehir sokaklarında tüneller kazıp, caddelerin altını üstüne getirdiler. Saklanılacak barınaklar, korkunun üzerlerinden uçuşup gideceği kuyular olacaktı onlara göre. Ve belirtilen gün geldi. O günün tamamını ve her ihtimale karşı bir ertesi gününü Merviler şehrin semalarına bakmaktan kendilerini men edip yeraltında geçirdiler. Beklenenin aksine, o günlerde Merv semalarında sessiz ve sakin bir hava seyretti. Havanın duruluğundan geceleri doğudan kopup Kabe’ye uzanan büyük hac yolunun aksi gökyüzüne yansımaktaydı. Sultan Sancar, şair Enveri’yi huzuruna çağırdı. Mesnetsizce söylenmiş kehanetini şairin yüzüne vurdu ve onu azarladı. Ancak şair kehanetinde diretince, Sancar’ın sarayından kovuldu. Sonrası birkaç gün içinde şair Enveri, Mervlilerin dilinin maskarasına dönüştü. Alay üstüne alay, hakaret üzerine hakaret yedi. Dönemin hiciv yazarları şiirleriyle onu serseme çevirdiler. Saray soytarıları, şah meclisinde onu karikatürize ettiler. Bunun üzerine pırını pırtını toplayıp Merv’i terk eden şair Nişabur’a doğru yola koyuldu. Daha Nişabur’a varmadan büyük kasırganın Horasan’ı kavurduğu haberini aldı. Büyük imparatorluk kendi küçük tebaaları tarafından yenilmiş, Oğuzlar kendilerine yapılan zulmün kinini kusmak için Horasan’da taş üstünde taş bırakmamaya yemin etmişlerdir. Kasırga Merv’i de vurdu. Kazılan çukurlara sokulanlar teker teker çıkarılıp yargılandı. Şehir üç gün boyunca yağmalandı. Sancar esir düştü. Bu felaketten kurtulanlar Enveri’yi sonraki senelerde bir “peygamber” olarak anacaklardı. Kasırgayı gökyüzünden bekleyen Mervliler ve Horasanlılar bunun kendi türlerinden bir canlı tarafından gerçekleşeceğini hiç hayal etmemişlerdi.

Bazen, insan da yıldız olup, yeryüzünde görülebilir.

Hiç yorum yok: