Cumartesi, Mart 25, 2006

Bir Şiir, Bir Gönül

Bu şiire ilişkin bir yorum yazmak isteğim, notlarımın arasında karanlık bir gölge gibi uyuyor. Sonsuza dek uyumasına gönlüm razı olmayacak. Ama onu karanlıktan çıkaracak sözlerimin sihrine de bu aralar güvenim yok. Şiir'in de bir ekseni, uydusu vardır. Merdivanle gezegenler fethedilmez ki.

Şiir demek, şuur demektir eski algılamada. Şuuru yaralı bir belleğin karda bıraktığı kan izlerine benzer şiir. Beyazlar üzerinde kırmızı noktalar. Her insan bir defaya mahsus olmakla yaralı hakkını kullanmalı. Kan temizliktir çünkü. Şiir, bir arınma girişimi.


Kalp dide-i yâdın ile üftâde-i lerzân
Kâmrâni giriftâri eder ceşm-i gazâlân

Mevsim cavidan girye-i hüsran dolu ecrâm
Hurşit doğamaz doğmayı kâm eylese arâm

Fersâ bu hevâ ben de yolun yek sonu hep hâr
Görsem ona dâir olamaz sâyede güftâr

Hüveydayi bekler yüzü cûşiş-u sükûnun
Şikeste gönül gayri bu dertten geda mahzun

Hûb bir firuzûn sîneme aldım sonu firkat
Berceste o muzmerse kalır mahşere vuslat

Zeyneb Ferda

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Paylaşılanın yüreklerdeki kabulü ne büyük...
Teşekkür ediyorum sevgili Marmara ve sevgili Faruk.

Adsız dedi ki...

Degilsen çoktan ey gerdun, cihan seyrinde yoldaşım,
Nola ham olsa kaddim, senden artuktır benim yaşım

Yani:))

Adsız dedi ki...

Akl-ı kalbim sıdka her dem muntazır,
Kaddi ol bir âdemin sadrındadır.

keske adinizi da yazsaydiniz. vezinli atis oldu :)

sevgiler