Bu şiire ilişkin bir yorum yazmak isteğim, notlarımın arasında karanlık bir gölge gibi uyuyor. Sonsuza dek uyumasına gönlüm razı olmayacak. Ama onu karanlıktan çıkaracak sözlerimin sihrine de bu aralar güvenim yok. Şiir'in de bir ekseni, uydusu vardır. Merdivanle gezegenler fethedilmez ki.
Şiir demek, şuur demektir eski algılamada. Şuuru yaralı bir belleğin karda bıraktığı kan izlerine benzer şiir. Beyazlar üzerinde kırmızı noktalar. Her insan bir defaya mahsus olmakla yaralı hakkını kullanmalı. Kan temizliktir çünkü. Şiir, bir arınma girişimi.
Kalp dide-i yâdın ile üftâde-i lerzân
Kâmrâni giriftâri eder ceşm-i gazâlân
Mevsim cavidan girye-i hüsran dolu ecrâm
Hurşit doğamaz doğmayı kâm eylese arâm
Fersâ bu hevâ ben de yolun yek sonu hep hâr
Görsem ona dâir olamaz sâyede güftâr
Hüveydayi bekler yüzü cûşiş-u sükûnun
Şikeste gönül gayri bu dertten geda mahzun
Hûb bir firuzûn sîneme aldım sonu firkat
Berceste o muzmerse kalır mahşere vuslat
Zeyneb Ferda
3 yorum:
Paylaşılanın yüreklerdeki kabulü ne büyük...
Teşekkür ediyorum sevgili Marmara ve sevgili Faruk.
Degilsen çoktan ey gerdun, cihan seyrinde yoldaşım,
Nola ham olsa kaddim, senden artuktır benim yaşım
Yani:))
Akl-ı kalbim sıdka her dem muntazır,
Kaddi ol bir âdemin sadrındadır.
keske adinizi da yazsaydiniz. vezinli atis oldu :)
sevgiler
Yorum Gönder