Cumartesi, Mart 25, 2006

Teşekkür Etmek, Tefekkür Etmektir


Cemaat.com’da yer alan “Dilimden Kelimler” (http://www.cemaat.com/?q=node/1384) yazısı yayınlandığı ayın birincisi seçildiğinden dolayı sayın Esmanur Demir Hanımefendileri dün bana bir kitap göndermiş: Aliye İzzetbegoviç “Özgürlüğe Kaçışım: Zindandan Notlar”, Türkçe çev. H. T. Başoğlu, Klasik Yayınları, İstanbul 2005 (2. Baskı). Bu inceliğini övgüye değer bulduğumu nacizane burada belirtmeden geçemedim.

Söz konusu “Dilimden Kelimeler” yazısı aslında birkaç bölümden oluşuyordu. Kafamda “Ayların Biyografisi” diye bir yazı karalamak vardı. Bunda sayın Zeyneb Ferda Hanıefendilerinin yönlendirmesinin de etkisi oldu. Ama her ne olduysa ipin ucu koptu ve bir daha bu konuya odaklanamadım. Şimdi yazı, söz konusu sitenin “Efkar” bölümünde “gönlü ve kafası dolu kulların” yağmasından kendisini sakınmış biçimde duruyor.

Esmanur Hanım’ın sezgisi kuvvetli mi ne? Aliye İzzetbegoviç’i “politik bir dinazor” bulduğumu sezmiş olmalı ki, beni az buçuk saygıya davet edercesine bu kitabı seçmiş. Şişirilmiş bir Aliya hayranlığına kapılmayan çok az insan bulunur bu ülkede. Tıpkın Paris’in tinercisini birkaç araba yaktı diye “Müslüman Aziz” ilan etmedik mi daha birkaç ay öncesinde. Bizimki türden bir zekaya sahip toplumlar sanırım bütün yaşamlarını teoriyle değil, onun statüsüne meydan okumakla zaman geçireceklerdir. Tıpkı, Ed. Said’in ne söylediğini düşünmeden birer Oryantalizm karşı olduğumuz gibi. Bunları acizliğin birer göstergesi olduğuna inanıyorum. Müslümanları kınamamak gerek. Kafirin ölüsünün de yenilmez olduğuna inandırılmış bir dünyaya mahkum yaşamakta.

Aliya, bizim yenik zekamızın bir “kül kedisi”. Kahraman özlemimiz, panayır uşağı bizdendir diye yanıt bulmakta. Aliya’ya saygı mı, benim adıma bunu yapmak güç. Aliya için Boşnağın cesedi daha önemlidir, neyinki dirisi. Aliya’yı büyük görenler, Irak’ta da Talabani’ni put edinmeleri gerekir. Çünkü, ikisi de aynı mantığın doğaçlama simgesi. Zaten Bosna bizim için üç beş isimden ibaret değil mi?

Sayın Esmanur’un gönderdiği kitabı şevkle okuyacağım. Ve aslında cemaat.com yönetiminden beklediğim inceliğin, sadece kendilerince sunulmasını görmek beni ziyadesiyle duygulandırdığını belirtmek isterim.

Düşünce, Himalaylardan daha yüksektir.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Asıl ben teşekkür ediyorum... Kitap kadar aziz ol. Kitap da bir çeşit su sayılıyor. Bilgi arkının bir kabarcığı. Bu arada kitabın bana ulaşmasında sevgili Faruk'un emeğini unutmamak gerek. Onu hatırlatmanın huzuruna varayım...

Unknown dedi ki...

Bu arkadaş kimdir, inceleyeceğim, bir kitap kurdu olabilir, entellektüel olabilir, ama bir tatlı su balığı olduğunuda düşünüyorum.
Hayatının 10 yıla yakınını hapishane de, ağır şartlarda geçirmiş,birçok suikastten şans eseri kurtulmuş,93 'de batı ver masonik destekli yapılmak istenen darbede onurlu Bosna Ordusu'nun bağlılığıyla güvenildiği kesinleşen,bir gerçek aydını siyaset dinazoruna benzetmek ancak aymazlık, bilgisizlik ve çok kitap okumalı bir cahillik ister.Bu arkadaşa siyaset dinazorları için bilhassa yurtiçine bakmasını tavsiye etmek lazım.
İzzetbegoviç için Boşnak cesedinin daha muteber olması ifadesi çirkinden öte bir şahsiyetsiz ifadedir.Hem yalan hem cahilliktir bu söz.İzzetbegoviç,askerlere her seslenişinde, savaş dönemi konuşmalarında, içtimalarda,yüzyüze konuşmalarında daima "Vatanımızın sevgili askerleri" / "Sevgili Askerlerimiz" ifadesini kullanacak kadar sevgi dolu ve duygusal bir insandı.Ayrıca rhatsızlığı arttığında,büyük ve görkemli bir türbe hazırlığına başlanacağını öğrendiğinde,"Ben ne büyük bir türbe bina, ne kapalı bir yer istiyorum.Kabul edilirse,onlarla birlikte ölemediğim şehitlerin yanlarına, Şehitlik Mezarlığına,çevresi açık bir mezarda gömülmek istiyorum" demiştir.Ve yine o İzzetbegoviç,özgür Bosna kurulduğunda( alınabilecek en iyi sonuçla ) "Nefreti bırakın, nefretle yaşanmaz. Ama yaşananları hiç unutmayınki, bir daha hiç yaşanmasın"
diyecek kadar bilgedir.Heterotopya her kim ise açık yanıtım ve kınamamdır.
Erdem BULUT
İstanbul